25 Mart 2016 Cuma

nohutlu, tahin soslu kış kabağı salatası

bilmece gibi başlık oldu böyle yazınca. 

kış kabağı keşfedilmeyi bekleyen bir cevher. wikipedia'ya girip winter squash yazın da bakın görün neler oluyor! bizde kışın pazarlarda satılan, dışı kireç renkli, yamuk ve aksi görünümlü bu meyveyle, akşam yemeğinde, etin yanına bu leziz salatayı yapıyorsunuz bugün, yarın, haftaya ya da çıkmaz ayın son perşembesine. 

tarifi bulduğum kitabın adı genious recipes. kitabı toparlayan şahıs ise kristen miglore. food52 adlı websitesinden bir araya getirdikleriyle basılmış bir kitap bu. siteye girip dolaşmanızı tavsiye ederim. üye olduğunuzda, girilen kayıtlar mesaj kutunuza düzenli geliyor. yok yok sitede. 

bizim salatanın malzemelerine gelince:


kısacık zamanda bakın nasıl masada bitiverdiler bunlar!

fırını 220 dereceye ayarladım. 

kabağın sert kabuklarını bildiğimiz salatalık soyucuyla soydum. hem kolay oldu, hem de kabukları incecik kesmiş oldum. 


kabağı dört parçaya böldüm. çekirdekleri çıkardım. fırında pişirip kabak çekirdeği yapmadım. hepsini çöpe attım.


yarım santim kadar küp küp doğradım. büyük bir kasede, incecik doğranmış bir diş sarımsak, zeytinyağı, tuz ve öğütülmüş karabiberle, kabakları güzelce karıştırdım.


pişirme kağıdını tepsi boyutunda kestim, üstüne de kabakları döktüm. pişerlerken birbirlerinden ayrı olmaları önemli. 


tarif 20-25 dakika kadar pişirin diyor. benimkiler 20 dakikada hazırdılar. yumuşak olmamaları önemli. bizim kış kabakları sanki daha çabuk pişer gibi geliyor. tavsiyem bir 12-15 dakika sonra kürdanla bir tane alıp denemeniz. taş gibi değillerse ve yediğinizde ağzınızda dağılmayıp bir de katur-kuturlukları da gitmişse, hiç durmayın hemen çıkarın fırından derim. böyle anlatınca kulağa garip geliyor ama tadarken ne dediğimi anlayacaksınız.


tarif, salatanın içine taze yarım kırmızı soğan koyun diyor. tarifi dinler, soğanı tazeden koyabilirsiniz. hele kırmızı soğan midenizi benimkini yaktığı gibi yakmıyorsa vakit kazanırsınız. ama ben cesaret edemedim, ve soğanları az zeytinyağında öldürdüm, sonra da konserveden çıkarıp, bol suda yıkadığım nohutları ekleyip şöyle bir çevirdim. 

 


 

soğanla nohut niye hep çok lezzetli?


gelelim sihirli sosa:

limonların kabuklarını sularını sıkmadan önce rendeledim. rendelenmiş limon kabuklarını, yanında yaptığım tavuk yemeğinde kullandım. sularını sıktıktan sonra kabukları da atmadım. diyeceğim, bu limonlar çok mühim. limonlara dokunmayın, çöpe atmayın. ve tavuk tarifi de yolda. 


3,5 yemek kaşığı limon suyuna, bir diş incecik doğranmış sarımsak, 3 yemek kaşığı tahin, 2 yemek kaşığı su ve iki yemek kaşığı zeytinyağını ekledim ve hızlıca çırptım. 


ve böyle bir karışım oldu. kıvamıyla oynayabilirsiniz. ama sanırım olması gereken yoğunluk bu. 



büyük bir salata kasesine kırmızı soğanlı nohutları ve ılık kabakları koydum. sosun kıvamı gördüğünüz gibi oldukça yoğun. 


isterseniz 1/4 kap doğranmış taze kişniş otu ya da maydonozu ve sosu bu kaseye döküp karıştırabilirsiniz. ama evde kişnişe ya da maydonaza kıl olanlar varsa, başka minik kaselere de koyup ne haliniz varsa görün de diyebilirsiniz. afiyet, bal, şeker olsun!



ve malzemeler:

-900 gr kış kabağı(benim kullandığım 700 gr kadardı)
-1 diş sarımsak
-2 yemek kaşığı(tablespoon) zeytinyağı
-tuz, öğütülmüş karabiber
-1 1/2 kap konserve ya da pişmiş nohut
-yarım küçük kırmızı soğan
-1/4 kap doğranmış taze kişniş ya da maydonoz

sos için:

-1 diş sarımsak
-3 1/2 yemek kaşığı (tablespoon) taze sıkılmış limon suyu
-3 yemek kaşığı(tablespoon) tahin
-2 yemek kaşığı(tablespoon) su
-2 yemek kaşığı(tablespoon) zeytinyağı


12 Mart 2016 Cumartesi

cevizli-hurmalı kek

çıplak ayaklı kontes'in cevizli-hurmalı keki

80'li yıllarda, doğmadığım ama büyüdüğüm balıkesir'in gönen kasabasında, mahalle mahalle gezer, suudi arabistan'a gidip dönmüs ve hacı olmuş komşuların, tanıdıkların kapılarını bir hurma hatırına heyecanla çalardık. uzak diyarların tadına doyulmaz bu etli meyvesine olan sevdam bitmedi, bitmeyecek de. 2010 yılında, tası tarağı toplayıp geldiğimiz abu dhabi'de, günyüzünde ilk gözüme çarpan, hurma ağaçları ve şıkır şıkır sarkan meyveleriydi. ilk aklıma gelen de elimdeki hurmalı tarifleri tek tek deneyecek olacağımdı. altı yıl sonra elimdeki hemen her bir tarifi denedim sanırım. tarif derken tatlı tariflerinden bahsediyorum. zira hurma, farklı ülkelerin mutfaklarında, farklı malzemelerle, her bir öğüne zenginlik katmakta. bloğun ilk kaydını, bu tariflerin en başarılı sonuçlarına yer vermeyi düşünürken, dün öğleden sonra, ina garten'ın (nam-ı diğer barefoot contessa) iddaalı bir yazısına denk geldim ve sıvadım kolları. işte adım adım çıplak ayaklı kontes'in cevizli hurmalı keki:

fırını 175 dereceye ayarladım.
kek kalıbını bolca tereyağladım. hurmaların çekirdeklerini çıkardım ve büyük parçaları yarıya böldüm. 



cam kasenin içine koyduğum hurmalara portakal likörü cointreau'yu ekledim ve arada karıştırmak üzere, yarım saat kadar beklemeye bıraktım. mutfak başladı mı buram buram portakal kokmaya!



abu dhabi'de çoğu sebze ve meyve uzaklardan geliyor. örneğin bu portakallar mısır'dan. kabuklarını rendeleyeceğim için portakalları bir süre sirkeli suda beklettim. 



kabuklarını bir güzel rendeledim ve sularını sıktım. ah portakal kokusu ah!



ina'nın tarifinde ceviz yerine pikan cevizini kullanın demiş. ben buzluktaki cevizleri kullandım.


şekeri ve yumuşak tereyağını mikserde bir güzel çırptım. gerçi ben değil makina bir dakikada çırpıverdi. bu karışıma, yumurtaları, vanilya özütünü ve rendelenmiş portakal kabuğunu ekledim. ardından da önceden hazırladığım un, kabartma tozu, karbonat, tarçın, karanfil tozu, rendelenmiş muskat ve tuz karışımıyla, taze sıkılmış portakal suyunu dönüşümlü olarak kattım. 





















hurmaları ve cevizi ekledim ve bu son aşamayı tahta kaşıkla karıştırdım. 



hamuru yağlanmış kek kalıbına döktüm. 



önceden ısıtılmış(175 derece) fırında 50 dakika pişirdim. 



ina, bir 10 dakika bırakın kalıbında ki soğusun diyor ama ben dayanamayıp hemen çıkardım. keserken kırıkları toplasın ve biraz da renk olsun diye ızgaranın altına bez koydum. 



tadı nasıl mı?



güzeeeeel. hele tereyağla pek güzel. kontes, krem peynirine portakal kabuğu ve biraz pudra şekeri katıp, kekin üstüne sürebilirsiniz diyor. bizim lor peyniri de çok yakışır eminim. evde mascarpone peyniri vardı, ikinci dilimi de, koyu kahvenin yanında öyle yedim. 



çıkan bulaşığa değdi mi? 



elbette değdi. bir daha yapar mıyım? belki. bir daha yaparsam neyi farklı yaparım? 50 dakika yerine 40-45 dakikada fırından çıkarırım ki azıcık daha yumuşak olsun. ve kalıbın içinde 10 dakika bekletirim. peki diğer iki tariften daha mı iyi? hayır değil. onları da bir sonraki kayıtlara bırakıyorum. 

bu arada fotoğraflardaki ölçü kaşık ve kaplarını kullanıyorum. vanilya özütünü de kendim yapıyorum. 



























ve malzemeler:

2 kap çekirdekleri ayıklanmış ve gelişigüzel doğranmış hurma
1/3 kap portakal likörü
4 yemek kaşığı(tablespoon) oda sıcaklığında tereyağı
1/4 kap kahverengi şeker
2 küçük boy yumurta(1 kocaman boy da olur)
1 tatlı kaşığı(teaspoon) vanilya özütü
1 yemek kaşığı(tablespoon) rendelenmiş portakal kabuğu
2 kap beyaz un
2 tatlı kaşığı(teaspoon) kabartma tozu
1/2 tatlı kaşığı(teaspoon) karbonat
1 tatlı kaşığı(teaspoon) tarçın
1 tatlı kaşığı(teaspoon) rendelenmiş muskat
1/4 tatlı kaşığı(teaspoon) karanfil tozu
1 tatlı kaşığı(teaspoon) tuz
3/4 kap taze sıkılmış portakal suyu
3/4 kap ceviz ya da pikan cevizi